Dünün şöyle bir debe'si var.
eksisozluk.comEğer durum böyle olacaksa, ölmekten beter olacaklar zaten, o konuda içim rahat.
Ben Hayır diyenlerdenim. Birkaç nedenim var kendimce. İlk olarak, caydırıcı ve önleyici olduğuna inanmıyorum. Bu suçu işleyenler bir şekilde hapse gireceklerini veya biri ceza alacaklarını biliyorlardı. Bunu düşünerek bu suçu işlemediler. Suç işleme anlarında zaten ahlakı, morali ve cezayı düşünerek işlemiyor ki kimse (eğer ihtiyacı dışında işlediği bir suç değilse). Cezanın suçu ne derece önlediği konusunda da birçok çalışma var ve gösteriyorlar ki belli bir cezadan sonra insan kafasında cezayı şekillendiremiyor ve suç için caydırıcılığı kalmıyor. Örneğin, adam için 10 yıl, 20 yıl, ömür boyu veya idam arasında fark yok caydırıcılık için. Hatta şu an okuduğum bir çalışma, "Cezanın büyüklüğünden korkmak cezalandırma süreci ile başlıyor" diyor. Yani yakalanana veya aranana kadar çoğu suçlu cezanın büyüklüğünü düşünmüyor. Suç işlerken aklına ceza gelmiyor. Ek olarak rastladığım bir makale de ağır cezanın suça katkıda bulunan bir yanının da bulunduğunu çünkü ceza çok büyük olduğunda aklın algılayamadığını, beynin somutlaştıramadığını da söylüyor. Bu da bir noktadan sonra aslında hiç ceza yokmuş gibi davranmayı getiriyor.
İkinci olarak, ilk nedenin de devamı olarak köklü bir çözüm olduğunu düşünmüyorum. Şöyle anlatayım, zamanında Cihangir'de çok içenlerin yola işemesi sorunu vardı. Mahalle sakinleri "İçmesinler, işemesinler" tarzı çözümlerle geldiler. Aynı mahallede oturan bir Alman "Belediye buraya portatif tuvaletlerden koysa sorun olmaz" dedi. Bizim ilk aklımıza gelen ve en kolay çözüm idam. Ayrıca, bu adamların tecavüz nedeni göz döndürücü bir cinsel açlık. Odaklanılan sorunun bu olması gerektiğine inanıyorum. Gerçi bu hükümetle o açlık daha da büyüyor. "Suç cinsel açlığındır" diye algılamayın bunu da, "Bu büyük ve adi suçlar, cinsel açlık kaynaklıdır. Bu sorun çözülmeden, temel bir çözüm bulunamaz" diyorum sadece. İdam etmek ölüyü geri getirmeyecek, acıyı dindirmeyecek, zamanı geri döndürmeyecek.
Üçüncü olarak idamlar zehirli iğne, vb.ler ile yapılıyor ve doktor eli ile yapılıyor. Hangi şartlarda ve kim olursa olsun ilgili insanın hayatını kurtarmak için Hipokrat yemini etmiş kişilerin insan hayatı almasını etik bulmuyorum.
Son olarak idam cezası sadece tecavüzcülerle kalmaz, adalet sistemine güvenmiyorum. İlk başta "Tecavüzcü asıyoruz" derken, bir bakmışız ki düşünce suçluları ağırlıkta.
"Aynı şey senin yakınını başına gelse bunları söylemezsin" diyenler için, doğru, söyleyemezdim. Başımıza bir şey gelse hemen "Boynu altında kalsın", "Sürüm sürüm sürünsün", "Teneşirlere gelesin" diye beddua ediyoruz. "Yaralı olan, yaralar" derdi bir arkadaşım.Yaşanması gereken o zaten, üzüntünün geçiş aşamasının o olması gerekmez mi? O üzüntü ve sinirle bireylerin bu yola gitmesi kadar normal bir şey yok. Ancak bireysel kin ile toplumsal adaleti karıştırmamak gerek.